Çoğumuz, bir ürün satın almadan önce bir arkadaşımıza veya o ürünü daha önce kullanmış kişilere danışırız.
Bunun arkasındaki temel motivasyon ise insanların kendine benzeyen veya örnek aldıkları kişilerin fikirlerinden etkileniyor olması. Bu yüzden artık çoğu marka büyük pazarlama kampanyalarında ünlü kişileri veya özellikle sosyal medyada söz sahibi influncer’ları kullanıyorlar. Fakat artık tanınmış yani influencer dediğimiz kişilerin paylaşımlarının ne kadar samimi olduğu tartışılır hale geldi. İşte Teamfluencer, bu sorunu çözmek adına, 500-2000 takipçiye sahip gerçek kişilerin – onların deyimiyle nano-influencer’ların – bir araya getirildiği bir sosyal medya topluluğudur.Teamfluencer kullanıcıları, mobil uygulama üzerinden yaş, cinsiyet gibi onları segmente edebilecek bilgileri platform ile paylaşıyorlar. Ardından kendilerine en uygun kampanyalara başvurup, markaların kısa bir içerik onayı sürecinden geçtikten sonra, paylaşımlarından aldıkları etkileşimle orantılı bir gelir elde ediyorlar.Şu ana kadar 29 markayla toplam 38 kampanya üreten Teamfluencer ekibi, Workup ailesinin en genç girişimcileri arasında yer alıyor. Ekim ayında Hollanda ve Almanya’da yabancı influencer ve markalarla çalışarak ilk global adımını atan Teamfluencer, 2020 yılında ise Amerika’ya açılarak 50.000’den fazla kullanıcı kazanmayı hedefliyor.Teamfluencer ile ilgili daha detaylı bilgi almak için web sitelerini ziyaret edebilir, kurucu ortakları Ilgım ve Dilara’nın kendilerinden girişimlerini anlattıkları videomuzu izleyebilirsiniz.